Öğrenci zanatçılarımı çok iyi anladım tabii. Hani bazen okulda çocuk unutanlar, doğumdan bir gün önce eğitime gelenler gibi.
Eserimin adı;
“İşlere dön oldular çokça, eşin bekler evde hasta, çocuk okulda kaldı kapıda, doktora yetiş yoksa geçti sıra, kedin bekler aç aç almalısın mama, ne yaptın aktın gitti hiçbiri gelmedi aklına”
Bugün koşturmaca çoktu yine. Çoktandır ertelediğim işleri sırayla yapmaya başladım. Gitmem gereken muayenelerden ilki için bir hafta önceden randevumu almıştım. Tabii gidip muayene olmak yetmiyor. Tahliller, iki saat sonra yaptırman gereken tahliller, sonuç göstermeler derken iş oldukça uzuyor. İlk tahlil sonrası eve gittim. İkincisinde işlerimi bitirmek üzere atölyeye uğradım. Bir iki işi halledince, tepsi bana ben ona baktım. Hadi on dakika dedim. Sonrası…
Öğrenci zanatçılarımı çok iyi anladım tabii. Hani bazen okulda çocuk unutanlar, doğumdan bir gün önce eğitime gelenler gibi.
Bir de bazen durdurmaya çalıştıklarım oluyor. Hep diyorum ki onlara; “Her zaman eklenecek birşeyler olabilir, olacak. Önemli olan nerede duracağını bilmektir” Duramayanları da anladım.
Sonuç olarak bir yerde durdum artık tabii. Çok şükür kızımı aldım. Bir cengaver edası ile sıramı kaptırmadan doktorumu gördüm. Güzel haberler aldım.
Şimdi yazımı kırtasiyede bir köşede oturmuş yazıyorum. Lara duracağı noktayı bilir diye düşünerek. Bilir mi acaba? Bilir bilir…